Yine çok net olacağım. Mahkeme, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a ''Örgüt kurma, şike ve teşvik suçlarından'' 6 yıl, 3 ay hapis, 1 küsür milyon lira para cezası verdi. Yargılama sırasında yattığı süre göz önüne alınarak tahliye oldu başkan. Keza Asbaşkanlarımız İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu da... Ben Aziz Başkan üzerinden birkaç şeye dikkat çekeceğim.
Fenerbahçe camiasının kenetlenmesi ve oluşturulan kamuoyu sayesinde, hazırlanan ''sanat eseri'' iddianamenin ne kadar zayıf olduğu anlaşıldı. İddianamede söz konusu suçların işlendiğine dair en ufak bir kanıt yok. Kanunlara aykırı şekilde yapılan telefon dinlemelerinin kesilip, montajlanıp suç delili diye gösterilmesi tek kelimeyle komik. Başkan aleyhine ifade veren, şike ya da teşvik itirafı yapan tek bir kişi yokken nasıl çıktı bu ceza? Bir senedir insanları özgürlüklerinden ettikten sonra ''Pardon ya, biz adam gibi kurgu yapamadık. Sizi de suçlayamayız. Kusura bakmayın'' demeleri absürt olurdu. Bir ceza vermek zorundalardı ve aldıkları talimat neticesinde bir ceza verdiler.
Bu arada Trabzonspor'un aleyhine teşvik gönderildiğine dair 6 tane itiraf varken Sadri Şener ve Nevzat Şakar nasıl beraat etti diye merak eden varsa, bıyığını seyirdiğim Mehmet Ali Aydınlar'ın Şampiyonlar Ligi'ne Fenerbahçe yerine Trabzonspor'u gönderdiğini hatırlasın yeter. Eğer gereken cezalar verilseydi, Trabzon, en az beş yıl Avrupa'dan men edilecekti. Bunun önüne geçmek için bütün Trabzonlulara beraat verdiler. Fenerbahçe'nin ''tercümanı'' Samet'e bile ceza verilirken...Çünkü ''Artık senin bildiğin hukuk yok, onların hukuku var.'' (Behzat Ç.'ye selam olsun)
Verilen cezalarda da çok önemli mantık hataları var. Mesela Aziz Yıldırım'ın, şike suçu işlediği maçlardan ikisi Karabükspor - Fenerbahçe ve Ankaragücü - Fenerbahçe maçları. Karabükspor ve Ankaragücü takımlarından ceza alan kimse yok. Aziz Yıldırım'ın bu maçları kiminle anlaşarak ayarladığı ortada yok.
Yine tuhaflıklardan bir tanesi de iddianamede var olduğu iddia edilen suç örgütünün birinci adamının Olgun Peker, ikinci adamının Aziz Yıldırım olduğu yazıyordu. Bu nasıl bir örgütmüş ki ikinci adamı, birinci adamından 3 kat fazla ceza alıyor!
Aslında yöneticilerimizin Özel Yetkili Mahkemelerde yargılanmaması da gerek ama oralara hiç girmeyeyim şimdi. Cebir şiddet yok, ÖYM bakamaz filan hepimizin avukatlarımızdan duyduğu şeyler.
Kısaca bu kararlar, yargıtayda büyük ihtimalle bozulacak. Bugüne kadar tahliye olan hiç kimsenin cezasını onamamıştır yargıtay. İlk aşamada tahliye aldık, ikinci aşamada beraati de alacağız. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar giderek.
Ama bahsedilmesi gereken en önemli husus, diğer takım taraftarlarının ''şike tescillendi, Aziz Yıldırım suçludur'' lakırdıları yapmasıdır. Fenerbahçe düşmanlığının, insanlıklarını nasıl bastırdığını, gözlerini nasıl kör ettiğini görememeleri ne büyük eksiklik. Bu davanın, Özel Yetkili Mahkemelerin baktığı her davanın olduğu gibi, siyasi olduğunu göremiyorlar. Şimdi söyleyeceklerim büyük ölçüde onlara. Bir de ''Fenerbahçeliyim ama'' diye konuşan gevşek ağızlılara;
Aziz Yıldırım'ın ve yöneticilerimizin suçlu olduğuna inanıyorsanız,
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve sayısını unuttuğum onlarca emekli generalin terörist olduğuna,
Tutuklu gazetecilerin örgüt üyesi olup, devlete karşı yapılandıklarına,
Tecavüze uğrayan 13 yaşındaki kızın, rızasıyla ilişkiye girdiğine de inanıyorsunuz demektir.
Hepsinin yönetildiği ana kumanda aynı, görmüyor musun? Bunlara karşı susmaya devam mı edeceksin yoksa üzerinde çubukluyla, bu düzene çomak sokmaya çalışan itaatsizlerle beraber mi hareket edeceksin? Kararını çabuk versen iyi olur. Çünkü zaman hızla geçiyor. Sizin ne olduğunu anlamadığınız yasa değişiklikleriyle, yargıyı tamamen kendilerine bağladı birileri.
Son bölümde, daha önce bahsettiğim ''Onların Hukukunu'' anlatmak isterdim. Ama Aziz Başkan, savunması sırasında o kadar kısa ve net bir şekilde açıkladı ki üstüne söz söylemeye gerek yok. ''Hangi Hukuk!''
İtaatsizlere selam olsun. Direnmeye devam. Asıl Şimdi Başlıyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder