15 Ocak 2016 Cuma

Maç Yazısı | Fenerbahçe - Lokomotiv Kuban

TÜM TERSLİKLERE RAĞMEN

THY Euroleague'de Top 16'nın üçüncü haftasında Fenerbahçe, sahasında, yenilgisiz Lokomotiv Kuban'ı ağırladı. Fenerbahçe'nin hedeflediği grup liderliği için en ciddi rakip olarak gözüken Kuban'ı mağlup etmek büyük önem taşıyordu.

Maça girmeden önce maçın hakemleriyle ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. İspanyol Juan Carlos Garcia Gonzalez, Yunan Spiros Gkontas ve Hırvat Tomislav Hordov, uzun zamandır Euroleague'de gördüğüm en kötü yönetimi sergilediler. Birçoğu Fenerbahçe aleyhine çalınan kolay faul düdükleri, steps olmayan pozisyonda hatalı yürüme çalıp, çok net stepsleri atlamaları, faul yapılan oyuncuyu "aldatmaya yönelik hareket yapma teknik faul çalarım" diye uyarmaları, deplasman takımını ezdirmeme kafasına girip düdüklerdeki standardı kaybetmeleri... Her şeyiyle rezalet bir maç yönettiler ve maçın önemli aktörlerinden biri oldular. Buna rağmen onlara odaklanmayı yanlış bulduğum için bu kadarla yetineceğim. 

İki takımın da bu maçı herhangi bir Euroleague karşılaşması gibi görmeyip, rakiplerine özel önlemler aldıklarına şahit olduk karşılaşmanın başında. Lokomotiv Kuban, Fenerbahçe'yi hücum düzeninden uzaklaştırabilmek için -çabuk ayaklı uzunlarının da avantajıyla- her perdelemede adam değiştirerek rakibin kafasını karıştırmayı amaçlıyordu. Bartzokas'ın bu stratejisi gerçekten de işe yaradı. Fenerbahçe, ters eşleşmeleri kullanmaya o kadar odaklandı ki hücumdaki akıcılığı kaybetti. Çember altında Vesely ve Udoh'la sayılar bulmasına rağmen top trafiği ve topsuz hareketten vazgeçti ev sahibi takım. Fenerbahçe ise bütün planını Malcolm Delaney'i oyuna sokmamak üzerine kurmuştu. Topsuz oyunda Delaney'e top aldırmama savunması yapan Fenerbahçe, topla buluştuğunda ise baskı yapıp, kullandığı perdelemelerden sonra da ikili sıkıştırma uygulayarak topun ABD'li oyuncunun elinden çıkmasını istedi. Zeljko Obradovic'in stratejisi de işe yaradı ve Delaney'nin etkinliği büyük ölçüde sınırlandı. Yalnız Victor Claver ve hiç hesapta olmayan Sergey Bykov'un etkili oyunu, maçın başında Kuban'ın hücumda sorun yaşamadan devam etmesini sağladı. Kuban üstünlüğüyle başlayan ilk çeyreğin ortalarına doğru, taraftarın da devreye girmesinin etkisiyle, dengeyi kuran Fenerbahçe, skorda üstünlüğü de ele geçirdi. Zubkov'un son saniyede kaçan şutu tiplemesiyle ilk çeyrek 20-18 sarı lacivertlilerin üstünlüğüyle geçildi.

İkinci çeyrekte denge Kuban lehine bozulacaktı. Rotasyonların başlayıp Kostas Sloukas, Ricky Hickman ve Pero Antic'in aynı anda sahada olduğu dönem, bizim için çok iyi geçmedi. Sakatlığı sebebiyle Kızılyıldız maçını kaçıran Sloukas, bu maçta da inanılmaz bir konsantrasyon eksikliğiyle sahaya çıkmış gibiydi. Yaptığı top kayıpları Kuban'ın ritim bulmasına neden oldu. Bu dönemde hücum hiçbir şekilde işlemezken savunmadaki sertlik de kayboldu. Bu sebeple Bobby Dixon ve Bogdan Bogdanovic fazla dinlenemeden oyuna dönmek zorunda kaldı. İlk yarının sonuna doğru Kuban, Draper, Claver, Singleton ve Broekhoff'dan gelen 4 üçlükle farkı çift hanelere çıkardı. Bu bölümde Malcolm Delaney kenardaydı ve Fenerbahçe savunması Delaney'e o kadar konsantreydi ki o kenardayken ne yapacaklarını şaşırmış gibilerdi. 8/16 üçlük atarak ilk yarıyı kapatan Kuban, soyunma odasına 45-37 önde gitti. Bu çeyrekte Fenerbahçe potasında tam 27 sayı gördü.

İlk yarıda Georgios Bartzokas'ın planı tıkır tıkır işlemişti. Fenerbahçe hücumunu başarılı kılan şeyin top paylaşımı ve dolaşımı olduğunu iyi tespit eden Yunan koç, adam değişmeli savunması sayesinde Fenerbahçe'yi alışık olduğu düzenin dışına çıkarmayı başarmıştı. İlk yarı boyunca boyalı alandaki üstünlüğü kullanmaya odaklanan Fenerbahçe'de iç dış dengesi bozulmuş, kısa oyuncular maça girememişti. Kafada sürekli avantajlı eşleşmeyi kullanmak olunca topu hareket ettirmeyi ve diğer oyuncuların topsuz hareketini bir kenara bırakan sarı lacivertliler, sürekli dengesiz atışlara kalıp rakibin ekmeğine yağ sürmüştü. Kuban tarafında da Claver'in muhteşem hücum performansı, Malcolm Delaney'nin etkisiz oyununa rağmen skor üretiminin sekteye uğramamasını sağladı.

İkinci yarıda bir şeyleri değiştirmesi gerektiği gün gibi ortada olan Koç Obradovic, üçüncü çeyreğe Jan Vesely ve 3 faullü Luigi Datome yerine ilk yarının en kötüsü Kostas Sloukas ve Pero Antic'le başladı. Dixon, Sloukas ve Bogdanovic'le topa baskıyı arttırmaya çalışan Fenerbahçe'de, Delaney'e karşı alınan önlemler sürüyordu. Fenerbahçe savunması sertleşmesine rağmen hakemlerin tutumunun da yardımıyla her sıkıştığında faul çizgisine gelen Kuban, farkın azalmasını önlüyor ama açamıyordu.Maç, 8-9 sayılık Kuban üstünlüğüne kitlenmiş gibiydi. Üçüncü periyot skoru da 15-14 Kuban lehineydi ve son çeyreğe 60-51 girildi. Zeljko Obradovic, Jan Vesely ve Luigi Datome'yi neredeyse tüm üçüncü çeyrek boyunca kenarda tuttu ve onları maç sonuna sakladı. Çünkü kafasında değişik bir plan vardı.

Fenerbahçe son çeyreğe Kostas Sloukas, Bogdan Bogdanovic, Luigi Datome, Nikola Kalinic, Jan Vesely beşiyle başladı. Bu beşte yer alan oyuncuların ortak özellikleri, bire bir dış oyuncu savunabilmeleri. Fenerbahçe son çeyrekte savunma tarafında her perdede adam değiştirmeye, ters eşleşmeyi yakalayan uzuna top indirildiğinde de zayıf taraftan yardım getirmeye başladı. Tıpkı geçen sezon Bjelica ve Vesely aynı anda sahadayken yaptıkları gibi... Bu savunma, Lokomotiv Kuban'ın kafasını karıştırmak için yeterliydi, ev sahibi ekip üst üste hücumlarda rakibini eli boş göndermeye, top kayıplarına zorlamaya başladı. Bu savunma stratejisinin geçen sezondan tek farkı, Vesely üç sayı civarında kısa savunurken, arkada ribaundları armut toplar gibi toplayan bir Nemanja Bjelica olmamasıydı. Ribaund almakta zorlansa bile bu beş, oyunun kontrolünü almayı başardı. Datome ve Vesely’nin uzunca bir süre kenarda beklemesi son çeyrekte anlam kazanmıştı. Yukarıda bahsettiğim savunmayı yapabilmek için bu iki oyuncunun, özellikle de Vesely’nin, mutlaka sahada olması gerekiyordu. Tüm dördüncü periyot sahada kalacaklarını düşünerek, onlara ekstra bir dinlenme şansı yaratmak istedi Obradovic, planı da kusursuz işledi.

Hücum tarafında da bazı değişiklikler vardı. Bogdan Bogdanovic, koçundan aldığı güvenle ısrarla sorumluluk almaya başladı. İlk yarıda ters eşleşme yakalayan kısalar topu durdurup ritimsiz hücum etmişlerdi. Bogdanovic, ikinci yarı boyunca karşısında uzun oyuncu gördüğü her pozisyonda erken atak etti ve rakip savunma dengesini bulamadan çembere yöneldi. Attığı turnikeler, üçlükler ve serbest atış çizgisinden bulduğu sayılarla büyüdükçe büyüyen Bogdan, Fenerbahçe'yi maça ortak etti. Son çeyrekte en büyük yardımcıları da Jan Vesely ile çok kritik hücumlarda hayati basketler atan Luigi Datome idi.

Ne var ki bu gece, biraz tersliklerin gecesiydi.
İlk çeyrekte Ekpe Udoh'un iki faul alması,
Kenardan gelen oyuncuların maça girememesi,
Delaney devre dışı olmasına rağmen Claver başta diğer Kubanlıların inanılmaz yüzdeyle üçlük atması,
Datome'nin devre olmadan üç faule ulaşması,
Euroleague'in iyi serbest atış atan takımlarından biri olmamıza rağmen çizgide zorlanmamız
Hakemlerin saçma sapan yönetimi, çaldıkları kolay fauller,
Bir sürü şey üst üste geldi. Belki de bir iç saha maçında olmasını istemeyeceğiniz şeylerin %80'i başına geldi bu karşılaşmada Fenerbahçe'nin. Ancak en yıkıcısı, 6 sayı öne geçtiğimiz sırada maçın yıldızı Bogdan Bogdanovic'in Broekhoff'un üç sayılık atışı esnasında faul yaparak oyun dışı kalmasıydı. Hem de o şut isabetli de oldu ve 4 sayılık oyuna dönüştü. Fenerbahçe, kalan bir dakika otuz yedi saniyeyi, saha içi lideri Bogdanovic olmadan oynamak zorundaydı. Ve fark sadece ikiydi. Hemen bu dört sayılık oyunun ardından Fenerbahçe çember altında topu Vesely'e indirirken faul yapıldı. Jan Vesely ilk atışını sayıya çevirdi, ikincisi kaçtı. Ancak ribaund için koşarak gelen sahanın en kısa ama yüreği en büyük oyuncusu Bobby Dixon, topu Datome'ye kazandırmayı başardı ve bu sekanstan 3 sayıyla çıkıp skoru 79-74'e getirdik. Sonraki hücumda Kuban eli boş dönse maç bitecekti. Ama dedim ya, tersliklerin gecesiydi işte. Maç boyu harika savunulan ve çok yıpranan Malcolm Delaney, mucizevi bir üçlük göndererek farkı bir kez daha iki sayıya indirdi. Devamındaki hücumda yine Vesely'nin sırtı dönük hücumuna başvurdu Fenerbahçe, Ancak ilk yarıdaki statik hücumdan eser yoktu, top içeri girdi, dışarı çıktı, Sloukas tekrar penetre etti ve boş pozisyondaki Vesely'e turnikeyi attırdı. Devamında Delaney'nin serbest atışları farkı ikiye indirse de, kalan 25 saniyede taktik faul yapmak durumunda kaldı Kuban. Çizgiye gelen Bobby Dixon hata yapmayınca Fenerbahçe çok zor ve önemli bir maçtan galibiyetle ayrıldı. 

Fenerbahçe'de dört oyuncu çift haneli sayılara ulaşırken, Bogdan Bogdanovic 18 sayıyla takımın en skorer ismi oldu. Jan Vesely 17, Luigi Datome 16, Bobby Dixon da 13 sayı üretti. Konuk ekip Lokomotiv Kuban'da ise Victor Claver attığı 21 sayıyla maçın en skorer oyuncusu oldu. Geçtiğimiz iki haftanın yıldızı Malcolm Delaney 9 saha içi denemesinde sadece 2 isabet bulabilirken 12 sayıda kaldı. Draper ve Singleton, Kuban adına 10'ar sayı üretti.

Euroleague'in dördüncü haftasında Fenerbahçe, Darüşşafaka Doğuş deplasmanına giderken, Lokomotiv Kuban da evinde -bu haftanın kaybedenlerinden- Panathinaikos'u ağırlayacak.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder