BASKETBOLU SEVDİREN ADAM
JASON KIDD
Basketbol tarihinde çok sevilen oyuncular hep olmuştur. Çok iyi şutör olduğu, müthiş smaçlar yaptığı ya da büyük bir savaşçı olduğu için sevilebilirler. Ama çok azı bir insana basketbolu sevdirip, bu oyuna aşık edebilir. Onlardan biri de Jason Fredrick Kidd...

Bu yaşlarda adından söz ettiren çoğu çocuk, sokaktan gelme, gettolarda yaşayan siyahlardı. Çünkü bu işi bir kurtulma yolu olarak görüp dört elle sarılıyorlardı. Ama Jason Kidd öyle değildi. California'nın ''temiz kısımlarından'' kabul edilen Alameda'da yaşıyordu. Diğerleri gibi oynamaktan zevk alsa da henüz gerçek bir sertlikle karşılaşmamıştı.
Lise takımında yaptıklarının yanı sıra sokakta da kendini kabul ettirmişti Jason. Artık herkesçe bilinen bir sokak basketbolcusuydu aynı zamanda. Hücumdaki yetenekleri bir takımı sırtlamaya yeterdi. Ama ya savunması? Savunması bir süper yıldızı savunmak için yeterli seviyede miydi? Bu konuda da ilk sınavını o tarihte NCAA takımlarından Oregon Ducks'ın yıldızı Gary Payton'a karşı verdi. Jason'ın ismini çok fazla duyan Payton, Jason Kidd'le oynayıp ne durumda olduğunu görmek istedi. Hücumda yaptıkları Payton'ı da herkes gibi etkilemişti. Ama savunmasının yetersiz olduğunu düşünüyordu.
![]() |
Payton, zamanında majestelerinin de canını sıkmıştı |
Ailesi, Jason'ın eve geldiğinde sürekli Payton'dan şikayetçi olduğunu ama sonraki gün onu yenmek için koşa koşa tekrar sahaya gidip onu beklediğini söyler. Jason Kidd de ''Oyunun kurallarını en iyisinden öğrendim'' şeklinde Gary Payton'a minnetini sunmuştu.
Lise bitmiş, kolej seçme zamanı gelmişti Jason Kidd için. Kendisine çok fazla teklif geleceğini tahmin etmek zor değildi. Sürpriz denebilecek bir kararla California Üniversitesini seçti. Sürpriz denebilirdi çünkü daha önce California Üniversitesi'ni ziyaret bile etmemişti. Hatta bilinenin aksine California coachu Lou Campanelli ile de hiç bir bağlantısı yoktu. Bu seçiminin ''mantıklı'' gelen tek sebebi evine çok yakın bir okul olmasıydı.
![]() |
Yıl 93-94 |
NBA KARİYERİ



2001 - 2008 Jason Kidd Era For New Jersey Nets
2001 - 2002 sezonu başlarken çoğu kimse New Jersey Nets'in playoff yapma ihtimalinin olmadığını düşünüyordu. Ancak Jason Kidd önderliğindeki Byron Scott'ın New Jersey'si herkesi şaşırtarak sezonu 52 galibiyetle bitirdi ve NBA Finali oynamaya hak kazandı. Finalde rakipleri Shaquille O'Neal'lı, Kobe Bryant'lı Los Angeles Lakers'dı. Şampiyonluğu süpürülerek kaybettiler ama herkes ''underdog'' Nets'in başarısını konuşuyordu. En değerli oyuncu ödülü oylamasında da Tim Duncan'ın arkasında ikinci sıradaydı Jason Kidd. Birçokları (Ben de dahil olmak üzere) ödülün Kidd'in hakkı olduğunu düşünüyordu. Jason Kidd 2001 - 2002 sezonunu 14.7 sayı, 7.3 ribaund, 9.9 asist ortalamalarıyla kapattı. All Star oldu.

Yanında potansiyel bakımından sınırlı oyuncular olsa da yakaladıkları büyük başarıydı. Kenyon Martin, Kerry Kittles, Keith Van Horn, Richard Jefferson, Jason Collins gibi oyuncuların performansını maksimuma çıkartarak hepsinden büyük verim almıştı Jason Kidd. Planları gayet basitti. Kısalara baskılı bir savunma ve alınan ribaundlardan sonra çok hızlı biçimde rakip sahaya koşma. ''Zaten iyi koştuğunuzda Kidd bir şekilde size turnikeyi attırır ya da smacı vurdurur''. Buradaki en büyük problem, çemberi koruyacak bir pivotları olmaması ve sete set kalındığında Kidd hariç bire bir yaratıcılığı olan bir oyuncunun olmamasıydı. Zaten Lakers'a kaybedilen finalin en büyük sebebi de buydu. Çemberi savunamamak ve Kidd'e sete sette bir yardımcı bulamamak... Bu sezonda yakaladıkları başarının tesadüfi olduğunu düşündü herkes. Ta ki...
Bir sonraki sezon finalde San Antonio Spurs'ün rakibi olana kadar. Yine aynı sisteme ama yine aynı sorunlara sahipti New Jersey Nets. Hem de bu kez karşılarında ligin en dominant pota altı ikilsi vardı. Tim Duncan ve David Robinson... Kabus gibi bir eşleşme. Seri 4 maç sonunda 2 - 2 olsa da Spurs sürprize izin vermedi seriyi 6 maçta kazandı.

Yine finale yükselip kaybetmişti Jason Kidd. Çok istediği, sonuna kadar hak ettiği, şampiyonluğu bir türlü kazanamamıştı. Sezonu da 18.7 sayı, 6.3 ribaund, 8.9 asist ortalamalarıyla bitirdi. Kariyerinin en yüksek sayı ortalamasına bu sezonda ulaştı. Playofflarda sayı ortalaması 20.1'e kadar yükselmişti.
2004 yılında Jason Kidd'in yanına, Nets taraftarını heyecanlandıracak bir yıldız katıldı. Toronto Raptors'dan Vince Carter... Her şeyin daha iyiye gitmesi beklenirken, Jason Kidd ve Richard Jefferson'ın üst üste sakatlıkları tüm planı bozdu. Bu dönemde takım olarak fazla başarılı olamasalar da Kidd ve Carter bireysel olarak parlamaya devam etti. Özellikle yaptıkları Alley - oop'lar hafızalara kazındı. Çember altındaysa halen vasıfsızlar oynamaktaydı. Kenyon Martin de gün geçtikçe kötüye gitti ve sonrasında da takımdan ayrıldı.

Yıl 2008 olduğunda Jason Kidd, New Jersey sınırlarında bir şampiyonluk yüzüğü kazanamayacağını anlamıştı. Bu sebeple takasını istedi. En başta Los Angeles Lakers, ciddi şekilde kendisiyle ilgilense de genç pivotları Andrew Bynum'ı bırakmak istememeleri sonucunda Nets, Dallas'ın teklifini kabul etti ve Jason Kidd, Devin Harris, Keith Van Horn, Trenton Hassel, DeSagana Diop, Maurice Ager, 2 tane ikinci tur draft hakkı (2008 ve 2010) ve 3 milyon dolar nakit para karşılığında kendisini draft eden Dallas Mavericks'e döndü.
2007 - 2008 sezonunda 29 maç formasını giydiği Dallas mavericks ile sezon sonu 3 yıllık anlaşma sağladı Kidd. (New York Knicks'in ısrarla kendisini istemesine rağmen) Nowitzki, Jason Terry, Shawn Marion gibi veteranlardan oluşan bir kadroyla şampiyonluğa gitmekti hedef. Bu oyuncuların ortak özelliği hep finale kadar gelip, finalde kaybetmeleriydi. Ama sonunda 2010 - 2011 sezonunda Jason Kidd muradına erdi. Kariyeri boyunca kazanmak için savaştığı ''Şampiyonluk Yüzüğünü'' başladığı yerde, Dallas'da kazandı. Hem de ''Büyük Üçlü'' ye sahip Miami'ye karşı...
![]() |
Kidd - Terry - Nowitzki |
![]() |
Şampiyon Dallas Mavericks Takımı |
Harika bir kariyer, müthiş bir oyun zekası ve sonunda yüzükle taçlanan bir başarı hikayesi... Jason Kidd, önümüzdeki sene 40 yaşına girecek. Basketbol oynar mı oynamaz mı bilinmez. Şu ana kadar gerek oynadığı oyunla, gerek istatistikleriyle zaten tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Şu anda ''Tüm Zamanların Asist Krallığında'' ve '' Tüm Zamanların Top Çalma Krallığında'' John Stockton'ın ardından ikinci sırada. Kariyer triple double sayısında da 107 ile üçüncü sırada (Magic Johnson 2, Oscar Robertson 1.). Böyle büyük bir oyuncuyu yıllarca izleyebildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. Seneye basketbolu bıraksa da bırakmasa da şimdiden teşekkürler güzel insan. Bana basketbolu bu kadar sevdirdiğin için...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder