Ivkovic Mucizesi
Turkish Airlines Euroleague Final Four'unun bu sezon İstanbul'da oynanacağının duyurulmasının ardından temsilcilerimizin gözü direk Final Four'a çevrilmişti. Özellikle Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes, büyük paralar harcayarak iddialı (!) kadrolar kurdular. Gel gelelim, sezon hiç de iddialı geçmedi takımlarımız için. Euroleague'e ilk kez katılan Galatasaray, bize en büyük heyecanı yaşatan temsilcimizdi.
Sezona bizim takımlarımız gibi kötü başlayanlardan biri de Olympiakos'du. Yunanistan'ın yaşadığı mali krizden etkilenen ve bütçesinde küçülmeye giden Olympiakos, yıldız oyun kurucusu Vassilis Spanoulis'in etrafına gençlerden bir takım kurarak bu sezonu bitirebileceği en iyi yerde bitirmeyi hedeflemişti sezon başında. Fenerbahçe Ülker ile aynı grupta mücadele eden Pire temsilcisi, ilk 4 maçında 3 mağlubiyet almış ve taraftarının azalan desteğini iyice kaybetmişti. Öyle ki normal sezonda sahasında maçlarını 1500 - 2000 kişiye oynadılar. Buna rağmen bir üst tura kendilerini atmayı başardılar.
Top 16 grubunda da CSKA Moskova, Galatasaray ve Anadolu Efes ile mücadele etti Olympiakos. Birçokları CSKA'nın namağlup lider çıkacağını ve Anadolu Efes'in ikinci takım olacağını düşünüyordu. CSKA, deplasmanda Galatasaray'a kaybedip ilk mağlubiyetini alsa da grubu lider bitirmeyi başardı. İkincilik için ise, beklenenin aksine, Galatasaray ve Olympiakos karşılaştı, kazanan Olympiakos oldu.
Aslında son 8 takım arasına girmek Olympiakos için hayli yeterli görünüyordu sezon başında. Ama Dusan Ivkovic, bu genç adamları her maçı kazamaya öyle bir programlamış ki bunu yeterli görmediler. Montepaschi Siena ile geçen sezonun rövanşı niteliğinde bir seri oynadılar ve herkesi şaşırtarak Final Four'a yükseldiler. Diğer üç takım zaten herkesin kafasında kesinleşen CSKA, Barcelona ve Panathinaikos'du. Bu takımlar içinde herkes rakibinin Olympiakos olmasını istiyordu.
Dorsey, Caja Laboral'de pek şans bulamamıştı |
Final Four, Panathinakos - CSKA Moskova maçıyla başladı. İlk çeyrekte kimsenin beklemediği kadar büyük bir Pana üstünlüğü vardı. Skor 32 - 19 olduğunda Kazlauskas mola almak zorunda kaldı. Moladan sonra daha derli toplu bir CSKA vardı sahada. İkinci çeyrekte büyük üstünlük kurarak farkı kapattılar ve ilk yarı 34 - 32 Panathinakos üstünlüğüyle tamamlandı.
Üçüncü çeyrekte yine Pana üstünlüğü vardı. CSKA'nın konsantrasyonunu sağlayamadığı çeyrek başlarında avantaj elde etmeye devam etti Yunanistan'ın yeşil takımı. Ancak son çeyrekte yaptığı iyi savunmayla tekrar maçı kafa kafaya getiren CSKA, son anlarda Panathinaikos'un yaptığı basit hataların da etkisiyle maçı 66 - 64 CSKA kazandı ve adını finale yazdırdı.
Günün ikinci maçı Olympiakos ile Barcelona arasında oynandı. Açıkçası birçok kişi Barcelona'nın kaç sayı farkla kazanacığını merak ediyordu. Ama maç hiç öyle başlamadı. Spanoulis ve Mantzaris'in üçlüklerinden sonra Pero Antic'in penetre üzerinden attığı iki sayılık basketle skor 8 - 0 a geldi. Maç boyunca Barcelona'nın akıcı hücum etmesine vermeyen Olympiakos, Spanoulis'in 21 sayı 6 asistlik harika performansıyla maçı 68 - 64 kazanıp ''peri masalını'' devam ettirdi.
Finalde karşısında sürpriz bir rakip bulan CSKA Moskova, finale sanki baskıyı hissederek başladı. Oyuncular rahat görünmüyorlardı. Oysa rakiplerine göre çok daha tecrübeli ve kaliteli oyunculara sahiplerdi. Teodosic, Siskauskas, Kirilenko, Khryapa, Krstic gibi büyük maçları fazlasıyla oynamış isimler sert savunma karşısında hücumlarını organize edemese de savunma tarafında gerekeni yaptılar. İlk çeyrekte tam toplam 20 top kaybı ve atılan sadece 17 sayı vardı. 10 - 7 CSKA üstünlüğü vardı.
İkinci çeyrekte CSKA, yavaş yavaş toparlanmaya başladı ve Teodosic'in attığı üst üste 3 üçlükle farkı 12 sayıya kadar çıkarttı. Bu kadar kısır geçen bir maçta 12 sayılık farkın kapanması zor gözükse de daha maçın sonuna uzun zaman vardı. Spanoulis ve Papanikolau'nun sayılarıyla ayakta kalmaya çalıştı Olympiakos ilk yarı boyunca ancak 34 - 20 geride kaldılar. 20 sayıyı sadece 3 oyuncudan alabilen Dusan Ivkovic, farklı bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı.
Üçüncü çeyrekte fark 19 sayıya kadar çıktığında herkes maçın bittiğini düşünmüştü. İşte tam o anda Dusan Ivkovic, belki de kafasındaki son planı uyguladı. Mantzaris - Sloukas - Keselj - Printezis - Dorsey gibi tüm sezon bir kere bile görmediğimiz bir beşi çıkarttı sahaya ve kaos yaratmalarını istedi. O ana kadar olympiakos adına sayı atan sadece 3 oyuncu vardı. Spanoulis, Papanikolau ve Pero Antic...Topa aşırı baskılı, her pasta topu çalmaya çalışan bir savunma yapmaya başladılar. İlginçtir, bu savunma karşısında CSKA üstün olduğu çember altını kullanmak yerine sürekli dış atışlara yöneldi. Jamont Gordon ve Milos Teodosic akıl almaz tercih hataları yaparak Ivkovic'in ekmeğine adeta yağ sürdü. Üçüncü çeyreğin sonu geldiğinde Olympiakos farkı 13 sayıya indirmeyi başarmıştı. 53 - 40...
Ivkovic son çeyrekte aynı beşi Dorsey - Hines değişikliğiyle kullanmaya devam etti. Mantzaris, Sloukas ve Keselj'nin üst üste üçlükleri sonrası farkı tek hanelere indirdikten sonra Ivkovic, Spanoulis ve Papanikolau'yu tekrar sahaya alıp maçı son topa taşımayı umut etti. Son 10 saniyeye girilirken 66 - 65 CSKA Moskova üstlüğünü vardı. Taktik faul yapılacağı kesindi. Kazlauskas son molasını aldı ve topu Siskauskas ile buluşturdu. En doğru isim faul çizgisindeydi. Hem harika bir faul atıcısı hem de çok tecrübeli... İlk atış.... karavana. İkinci atış... o da kaçtı! ribaunt alınıp top hemen Spanoulis'e teslim edildi. Spanoulis hızla sahayı geçti sol taraftan penetre etmeye başladı. Beklendiği gibi yardım getirdiler ve Spanoulis sol köşedeki Printezis'i topla buluşturdu. Printezis de kendine has, ileri doğru sıçrayarak attığı tek el atışıyla 0,7 saniye kala Olympiakos'u öne geçirdi. O an CSKA Moskovalıların başlarından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Topu çıkartmaya bile kimse gitmedi. Peri masalı bu kez mutlu bitmişti.
O müthiş geri dönüşün hatrına tüm tarafsızlar da Olympiakoslu olmuştu. Salonda bir tarafta coşku, bir tarafta şok vardı. Olympiakos takımındaysa haklı bir gurur ve sevinç... Sezon başı böyle bir şey yaşanacağını iddia eden biri olsa, dalga mmı geçiyorsun kardeşim derdik. Resmen savaşa savaşa bir mucize yarattılar. Dusan Ivkovic'in önderliğinde... Bu seneye kadar Dusan Ivkovic'in tüm zamanların en iyi coachlarından biri olduğunu düşünürdüm. Artık tüm zamanların en iyisi olduğundan şüphem yok. Ustaya saygıyla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder