Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 2012 Londra Olimpiyatları'nda başarısız olmadığımızı söylemiş. Bu kadar olmaz artık. Önce bir madalya sıralamasına bakalım.
Sadece madalya sıralamasında bizim üzerimizde olan bazı ülkelere bile bakınca başarısız olduğumuz gün gibi ortaya çıkıyor. Azerbaycan, Romanya, Belarus, Kazakistan, Kuzey Kore gibi ülkelerin arkasındaysak, kusura bakmayın Sayın Bakanım ama ''BA - ŞA - RI - SIZ - IZ'' Aslı Çakır Alptekin, Servet Tazegül, Gamze Bulut, Rıza Kayaalp, madalya alarak göğsümüzü kabarttı. Hatta 1500 metre finalinde gözleri dolanlar, ağlayanlar bile olmuştur. Ancak siz büyük resme bakmak zorundasınız Sayın Kılıç. Eğer şu tabloya bakıp, başarısız değiliz diyorsanız, bunun iki sebebi olabilir. Ya olimpiyatlarda başarı kriterinin ne olduğundan haberiniz yok ya da Türk insanıyla dalga geçiyorsunuz.
''Beklentimizin altında kaldık ama başarısız değiliz'' demiş Suat Kılıç. Ben bunu kabul edemiyorum. Bu kadar kalabalık bir genç nüfustan, madalya alabilecek sadece 5 sporcu yetiştirebiliyorsak, bu büyük bir başarısızlıktır.
''Olimpiyatlara en çok sporcu gönderdiğimiz sene 2012'' gibi bir klişe yaratıp, bu nedenle başarılı olduğumuzu filan düşünmeye kalkmayalım. Katılan sporcu sayımızın bu kadar artmasının en önemli sebebi Kadın Basketbol ve Kadın Voleybol Takımlarımızın ilk kez olimpiyatlara gitmesiydi. Sadece iki branş için 24 sporcunun sayılmasıyla bu denli arttı sayı. Asıl bakılması gereken, bir önceki olimpiyatlarda temsil edilmediğimiz ama son olimpiyatlarda temsil edildiğimiz kaç branş olduğu? Bizde bu sayı sadece 2. Voleybol ve basketbol...
Ben her zaman şuna inanırım; ''Kaç kişiyle katıldığın değil, kaç madalya kazandığın önemli.'' 20 sporcuyla gidip, 14 - 15 madalya alsaydık, ülkemizi başarılı sayardım. 114 sporcuyla gidip, 5 madalya kazanıyorsak, başarısız bile saymamamız gerek kendimizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder