*QTM'den Whalen REZİLLİĞİ
Sezon başında Galatasaray'ın kadrosuna kattığı, kadın basketbolunun en iyi oyunkurucularından Lindsay Whalen, 2 aydır parasını alamadığı gerekçesiyle takımdan ayrılmıştı. 12 Şubat 2013 tarihinde, Nevzat Dindar imzalı bir haberde ''Whalen'ın kendi cinsinden birine ilgi duyduğu ve bu yüzden izinsiz olarak Fransa'ya gittiği'' şeklinde ifadeler yer aldı. Habere göre bu sözler, bir Galatasaraylı yöneticiye ait.
İlgili Haber Yukarıdakidir |
Habercilik, bu kadar ucuz bir iş değil! ''Basketbolcu, sporcu ya da ünlü olmasına bakılmaksızın'' biri hakkında böyle bir şey yazacağınız zaman, bunu kimin iddia ettiğini ve nelere dayandırdığını yazmak ZORUNDASINIZ! ''Bir yönetici şöyle söyledi'' diyerek bir insanın kişisel haklarını ihlal edemezsiniz.
Galatasaray'da Ann Wauters, bir kadınla evli ve hala takımda bulunuyor. Bu tip bir haber, onun da tepki almasına neden olabilir. Sakıncalı onlarca olayın yaşandığı spor dünyasında, böyle şeyleri abartan ve haksız tepki gösteren binlerce kıt kafalı olduğunu bir haberci unutamaz.
Galatasaray kadın basketbol takımından Sylvia Fowles, Sancho Lyttle ve Ann Wauters da paralarını alamadıkları gerekçesiyle kulübe ihtarname çektiler. Yani bu durum, Whalen'a özel bir şey değil. Erkek basketbol takımından da Jamont Goron, Milan Macvan ve Boniface N'Dong, ihtarname çeken isimler. Onlar da gay oldukları için mi takımdan ayrılmak istiyor yoksa(!)?
Bu haber, belli ki Drogba ve Sneijder'e milyonlarca Euro vererek transfer eden Galatasaray'ın basketbol şubesindeki skandalın üzerini örtmek ve gündemi bambaşka bir şeye odaklamak amacıyla yapılmış. Eğer ki Nevzat Dindar'ın bahsettiği yönetici, adını açıklamaz ve iddiasını dayandırdığı kanıtları kamuoyuyla paylaşmazsa Lindsay Whalen kendisine iftira atıldığı sebebiyle dava açma hakkına sahip olacaktır. Bir haberci nasıl olur da bunu düşünmez? Ya da düşünür ama kendisini koruyanlar olduğunu biliyordur ve başına bir şey gelmeyeceğinden emindir.
Gazetecilik, habercilik, yazarlık bu kadar adi şekilde yapılmamalı. Yöneticilik de bir ayıbı örtmek için böyle adi bir haber servis edilerek yapılmamalı. Kulüp muhtemelen 1 hafta içinde gereken 3 milyon doları bulacaktır. Böyle bir şey için bu adar küçük düşmek, ancak böyle insanlara yakışırdı zaten.
*Bilmeyen kalmamaıştır ama yine de belirteyim : QTM, Quality Turkish Media(!) demektir. Parantez içindeki ünlemden de anlaşıldığı gibi fazlasıyla ironi içeren bir tabirdir. İlk kez Pierre Van Hooijdonk tarafından söylenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder