13 Mart 2015 Cuma

Olympiakos - Fenerbahçe Maç Önü

Fenerbahçe Ülker, CSKA Moskova deplasmanında aldığı galibiyetle, Son 8'e kalmayı büyük ölçüde garantilediği gibi saha avantajını alabilmek için de çok önemli bir adım atmıştı. Bu galibiyetin üzerine sahasında, önemli eksikleri olan Nizhny Novgorod'u da rahat geçen Fenerbahçe, grubu ilk iki sırada -belki de lider olarak- bitirmek için kader maçına Olympiakos deplasmanında çıkacak. Bana göre Euroleague'in en zor deplasmanında Fenerbahçe'yi nelerin beklediğini, Olympiakos'un artı ve eksilerini şöyle bir gözden geçirelim.

1- Neden Pire En Zor Deplasman?

Olympiakos'u deplasmanda devirmek gerçekten çok zor bir iş. CSKA Moskova'yı deplasmanda yenmekten bile daha zor bir iş. "Neden? Bütçeleri daha yüksek olduğu, kadrolarında daha fazla yıldız bulunduğu için mi? Koçları daha iyi olduğu için mi?" Hayır, hayır ve hayır. CSKA Moskova'ya kıyasla daha küçük -küçük dediğime bakma, CSKA'nın bütçe çok yüksek- bir bütçe ve daha mütevazi bir kadroya sahip Olympiakos. Koçlarını  kıyaslamaya bile gerek yok. Lakin Olympiakos taraftarının salonda yarattığı atmosfer, hakemi ve rakibi baskı altına alabilme yeteneği inanılmaz seviyede. Moskova deplasmanında seyirci baskısı diye bir şey düşünmenize gerek yok, ama Olympiakos söz konusu olduğunda bu, büyük bir etken haline geliyor. Salonun ve taraftarın etkisini ileride daha da açacağım. Kadrolarına gelince, birbiriyle oynamaya alışmış, Avrupa'nın -bana göre- en iyi oyuncusunun etrafına, oyun aklı gelişmiş, ağır iş yapmaktan kaçınmayan oyuncular eklenerek kurulmuş, sert bir takım Olympiakos. İç sahada bu sertlik çok farklı seviyelere çıkabiliyor ve takım ekstra bir özgüvenle oynuyor.

Bu görüşü istatistikî verilerle desteklemek gerekirse: "Olympiakos, sahasında son mağlubiyetini bugünden tam 1 yıl + 1 hafta önce aldı. 6 Mart 2014 tarihinde Emporio Armani Milano'ya 88-86 kaybettikleri günden beri iç sahada bilekleri bükülmüyor. O maçla ilgili en önemli detay da takımın lideri Vassilis Spanoulis'in sakatlığı sebebiyle oynamamasıydı. V-Span olmamasına rağmen çok zor yenilmişlerdi. Spanoulis'in sahada olduğu maçlarda Olympiakos'un evinde aldığı son mağlubiyet, 16 Ocak 2014 tarihindeki Barcelona maçı."

2- Bu Maç, İki Takım İçin Ne İfade Ediyor

Gruptaki sıralamayı, galibiyet sayılarını verelim önce:


Yukarıda görüldüğü üzere Son 8'e saha avantajıyla gidebilmek için Fenerbahçe'nin pek hata lüksü yok. Moskova deplasmanında ikili averajı da elde eden Fenerbahçe, CSKA ile aynı sayıda galibiyetle Top 16'yı tamamlarsa, saha avantajıyla adını Son 8'e yazdıracak. Öte yandan, bu akşam alınacak herhangi bir galibiyet, grup liderliği için de Fenerbahçe'nin önünü açabilir. 

Olympiakos için de hedef maç. Çünkü bu akşam Fenerbahçe karşısında alacakları bir galibiyet, grupta fişi çekmelerini ve liderliği büyük ölçüde garantilemelerini sağlayacak. Moskova deplasmanında CSKAya kaybetseler bile, bu akşam alacakları galibiyet, onları CSKA'nın üzerinde tutacak. Kısacası iki takım için de mutlaka kazanılması gereken bir karşılaşma olacak.

Gelelim inceden maç içi detaylara..

Saha Avantajı

Olympiakos, iç saha maçlarını 14.776 kapasiteli "Barış Ve Dostluk Salonu'nda" oynuyor. Salonun ismiyle ironik olarak maçlarda her şey olsa bile barış ve dostluğa pek rastlanmıyor. Basketbolu çok iyi bilen, hakemleri ve rakip takımı baskı altına almak konusunda çok başarılı, ateşli ve agresif bir taraftar topluluğu salonu dolduracak. Maçın biletleri salı günü öğle saatlerinde tükendi. Her önemli maçta yaptıkları gibi bu akşam da maçın gidişatı sırasında faktör olacaklar. Hakemler, büyük olasılıkla ortada görünen pozisyonların tamamında ev sahibi lehine karar verecek. Bu avantajın farkında olan Olympiakoslu oyuncular, iç sahada savunma yaparken sertliğin sınırlarını ciddi derecede zorlamayı ihmal etmiyorlar. Hücum tarafında da küçük temasları bile göstererek rakibe faul aldırıp, bol bol serbest atış çizgisine gidebiliyorlar. Fenerbahçeli oyuncuların bu durumun farkında olması, buna göre oynaması ve en önemlisi kafayı tamamen hakemlere takmaması gerekiyor. Buraya yazmak kadar kolay değil bunu yapabilmek elbette. Hücum ederken rakip sizi "döverken" çalınmayan fauller, rakibiniz hücum ederken en ufak temasta cırt cırt çalındığında normal olarak sinirlenirsiniz. Ancak bu da mental bir sınav ve bu tip şeylere rağmen oyun konsantrasyonunu korumak gerek.

Yukarıda bahsettiğim faul çalma olayını istatistiki veriyle desteklemek gerekirse: "Olympiakos, Top 16'da oynadığı 4 iç saha maçında rakiplerine tam 92 faul yaptırdı. Maç başına 23 faule tekabül eder (Malaga'nın ardından lig ikincisi) ki bu hayli yüksek rakam. Yine iç sahada maç başına tam 24 kez serbest atış çizgisine gidiyorlar (Malaga ve CSKA'nın hemen arkasından üçüncü sıradalar). Dolayısıyla Fenerbahçe'nin "temiz savunma" yapması gerekiyor. Hem kendi oyuncularının faul problemine girmemesi hem de rakibin sıkıştığında kolay sayılar bulmaması için.. Sert savunma yapmalarına rağmen Olympiakos'a 4 iç saha maçında aleyhine 81 faul çalınmış ki izleyenler bilir, resmen dövüyorlar, çalınan kadar çalınmayan faulleri de var.

Rakibe Göre Sistemde Esneklik

Olympiakos'un, -Ivkovic zamanından kalma- Spanoulis etrafında oynadığı belli bir sistemi var. Ancak "Rakipler bana önlem alsın, ben kendi oyunumu oynarım" kibrine kapılan bir takım değil. Rakiplerinin zaaflarına göre oyunlarında belli değişiklikler yapabilen bir ekip. O yüzden ne yapacaklarını tam anlamıyla öngörmek de bazen zor olabiliyor. Fenerbahçe Ülker'e karşı Tremmel Darden'ı çembere yakın kullanmaya çalışacaklarını düşünüyorum. Daha önce Mindaugas Kuzminskas, Stratos Perperoglou, DeShaun Thomas gibi fizikli, sırtı dönük hücum edebilen kısa-forvetlerin Fenerbahçe'ye çok büyük problem yarattığının farkındadırlar. Darden da aynı sorunları yaşatabilecek meziyetlere sahip. Dolayısıyla Zeljko Obradovic'in buna bir çözüm düşünmesi gerekecektir.

Olympiakos, Euroleague'in en çok hücum ribaundu yapan takımlarından biri değil. Top 16'da maç başına 10 hücum ribaundu ortalamasıyla 10. sıradalar. Fastbreak yememek, dengesiz yakalanmamak için kullandıkları atışlardan sonra hücum ribaundunu topluca zorlamak yerine geriye iyi koşmayı, garanticiliği tercih ediyorlar. Ancak bu maç özelinde tam tersini yapmalarını, hücum ribaundlarını kalabalık şekilde kovalamalarını bekliyorum. Bunun en önemli sebebi, Fenerbahçe'nin maçın büyük çoğunluğunu pivotsuz oynaması. Nemanja Bjelica bu sezon çok iyi bir ribaundçuya dönüşmüş, Jan Vesely de çok atlet bir oyuncu olsa da -İstanbul'da kaybedilen CSKA Moskova maçını hatırlayın- savunma ribaundu almak konusunda zaman zaman problem yaşayabiliyor. Bunu avantaja dönüştürebilmek için Bryant Dunston/Othello Hunter, zayıf taraftan Darden ve Printezis ile hücum ribaundlarına agresif şekilde girebilirler. Bu strateji aynı zamanda Fenerbahçe'nin net ribaund almasını engellemeye ve maç içinde tempo bulmasına izin vermemeye de yol açabilir. Fenerbahçe Ülker'in takım halinde box out yapmaya, tüm oyuncularıyla ribaundlara konsantre olmaya özen göstermesi gerekir.

Andrew Goudelock

Goudelock'ı uzun uzun anlatmayacağım. Yaratıcı oyuncu rolünde değil, saf bitirici rolünde kullanıldığında daha verimli olduğunu zaten herkes biliyor. Ancak üzerine çok rahat ikili sıkıştırma çekebildiği için koç Obradovic, bunu bir silah olarak kullanmayı istiyor. Aslında kötü bir plan değil, rakip savunmanın dengesini bozmanın en kolay yollarından birisi, bir oyuncunun üzerine ikili sıkıştırma çekmek ve topu oradan doğru zamanda çıkartarak rakip savunmayı arkada eksik yakalamaktır. Bunun en yakın örneklerinden birisi Spanoulis. Ancak Goudelock'ın oyun olgunluğu da oyun görüşü de o seviyenin uzağında. Dolayısıyla Fenerbahçe için hem bir fırsat hem de bir risk oluşturuyor. Fenerbahçe'nin Malaga deplasmanında kazandığı maçı gözünüzün önüne getirirseniz, Goudelock'ın üçüncü çeyrekte yukarıda söylediğim şeyi çok iyi yaptığını ve o galibiyetin mimarı olduğunu hatırlarsınız. Aynı konsantrasyonla aynı doğru kararları verebilmesi bu akşam çok önemli. Umarım Olympiakos'un ümitlerini boşa çıkartacak performansı gösterir. Tabi ki bunu yaparken oyunun tamamen Goudelock'ın üzerine kalmamasına dikkat etmek de gerek. Öyle olduğunda görüldü ki set temposu çok aşağılara inip, diğer oyuncuların savunma azmini de olumsuz yönde etkiliyor. Olympiakos, geçmişte zorlandığı maçları hesaba katarak Goudelock'ın üzerine böyle baskılı, tuzaklı bir savunma uygulayacaktır. Belki de maçın kilidi Goudelock'ın bu savunmaya nasıl reaksiyon vereceği olacak.

Pivotlar

Fenerbahçe Ülker, İstanbul'da Olympiakos'a kaybederken 3 pivotu Oğuz Savaş, Luka Zoric ve Semih Erden'den neredeyse hiç katkı alamamıştı. Jan Vesely pivot pozisyonunda enerjisi, iyi niyeti ve atletizmiyle önemli işler yapsa da Othello Hunter, Bryant Dunston gibi güçlü ve atlet pivotlara karşı yıpranacak ve zorlanacaktır. Bu maçta Fenerbahçe'nin pivotlarından -en azından maçın belli bölümlerinde- katkı alabilmesi çok önemli. Luka Zoric sakatlığı nedeniyle süre almayabilir. Oğuz Savaş ve Semih Erden en azından işin savunma tarafında Hunter/Dunston ile boğuşup, boyalı alanı kapatma konusunda katkı vermeliler. Bjelica-Vesely ikilisinin 32+ dakika bu yükü sırtlaması Fenerbahçe adına sağlıksız olur. 

Topa Baskıya Karşı Penetre

Olympiakos, topa baskı yapacak. Bu kaçınılmaz bir gerçek. Ele-kola vurulan pozisyonlarda çok aleyhlerine kolay düdük çalınmayacağını bildikleri için de kısalara çok yakın oynayıp, top çalmasalar bile olabildiğince bozmayı, Fenerbahçe'yi sete geç başlatmayı deneyecekler. Bogdan Bogdanovic ve Ricky Hickman, deliciliği olan kısalar. O agresif baskı yapılırken topu savunmacının yanına vurup potaya kadar gidebilirlerse, bu savunmayı cezalandırabilirler. Kısaların penetre ile boyalı alana girebilmesi zaten her anlamda avantaj getirirken, Fenerbahçe gibi net bir çember altı skoreri -Oğuz Savaş'ın dakikaları sınırlı kabul edilerek- olmayan bir takım için çok daha kıymetlidir. Bu akşam ikili oyunların işlememesi durumunda tamamen dış şutlara kalmamak için penetrelere çok ihtiyaç olacak.

Spanoulis Savunması ve Yan Parçalar

Olympiakos'u başarılı kılan özelliği, skoru takıma iyi yayabilmesi. Takımın hücum lideri Spanoulis, gerektiğinde kendi skoruyla takımını taşıyabilmesinin yanında, savunmanın ilgisini tamamen üzerinde toplayıp takım arkadaşlarına müsait pozisyonlar da hazırlayabilen bir oyuncu. Zaten bu yüzden özel oyuncu. Matthew Lojeski, Giorgos Printezis, Othello Hunter, Kostas Sloukas, Oliver LaFayette gibi oyunculardan gelen ekstra skorlar Olympiakos için çok önem taşıyor. 65-72 sayı aralığında tutmak için, bu ekstra skorları limitlemek gerekir. Şahsen ben oyunun tamamiyle Spanoulis'in üzerine kalmasına razıyım. Spanoulis 30 sayı atsa bile sadece 1-2 asist ve 5-6 top kaybıyla oynasa, etrafındakileri oyunun içine sokamasa 65-72 aralığında tutmak daha kolay olur. Bu yüzden yan parçalar olarak bahsettiğim oyuncuların savunmasına da çok iyi konsantre olmak şart. 

Çok zorlu bir atmosferde, birbiriyle oynamaya alışmış, maça ciddi motive olmuş iyi bir takımla karşılaşacağız. Euroleague'in en zor deplasmanına gidiliyor olsa da Fenerbahçe Ülker'in bu yıl Euroleague'in en başarılı deplasman takımı olması, takımın toplam yetenek seviyesi ve tabi ki Zeljko Obradovic'in tecrübesi hesaba katıldığında galibiyet imkansız değil. Bu akşam alınacak olası bir galibiyet, saha avantajı ve Final Four adına dev bir adım olur. Hepimize başarılar, şimdiden gazamız mübarek olsun  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder